Subhânallâhi ve Bihamdihi, Subhânallâhi’l-Azîm



Sübhanallahi ve bihamdihi Estağfirullahe ve etübü ileyh faziletleri zikri anlamı hakkındaki hadisler İbni Abbâs (Radıyallâu Anhuma)’dan rivayet edildğine göre Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: سُبْحَانَ اللَّهِ وَبِحَمْدِهِ أَسْتَغْفِرُ اللَّهَ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ “Sübhânallahi ve bihamdihi, estağfirullahe ve etübu ileyh.” Allah’ım Seni hamdinle tesbih ederim, mâğfiretini diler, günahlarıma tevbe ederim. “Allah’ı tesbih ederim ve O’na hamdederim, Allahu Teala’dan mağfiret dilerim ve O’na tevbe ederim.” Sözleri var ya kim bunları söylerse, o sözler söylediği gibi yazılır, sonra Arş’a asılır. Sahibinin yaptığı hiçbir günah onu silemez, ta ki kıyamet günü Allah’a kavuştuğunda (o sözler) söylediği gibi mühürlenmiştir. Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edilmiştir: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem vefatından önce sık sık “Sübhânallahi ve bi-hamdihî, estağfirullâhe ve etûbü ileyh” – Ben Allah’ı ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve O’na hamdederim. Allah’tan beni bağışlamasını diler ve günahlarıma tövbe ederim” derdi. Buhârî, Ezân 123, 139; Müslim, Salât 218-220 Hadisin devamında şöyle bir ilave vardır: (Âişe radıyallahu anh): Ben kendisinden bunun sebebini sordum. Şu açıklamayı yaptı: “Râbbim bana bildirdi ki, ben ümmetim hakkında bir alamet göreceğim. Ben onu görünce Sübhânallâhi ve bihamdihi, estağfirullahe ve etübu ileyh zikrini artırdım. Bu gördüğüm, İzâ câe nàsrullahi ve’l-fethu.. süresidir. ” Buhâri, Tefsir, Nasr, Ezân 123,139; Megâzi 50; Müslim, Salât 220, (484). Arapça ve Türkçe Okunuşu سُبْحَانَ اللَّهِ وَبِحَمْدِهِ أَسْتَغْفِرُ اللَّهَ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ Sübhânallahi ve bihamdihi, estağfirullahe ve etübu ileyh Türkçe Anlamı Allah’ım Seni hamdinle tesbih ederim, mâğfiretini diler, günahlarıma tevbe ederim.

Sübhânallahi ve bihamdihi, estağfirullahe ve etübu ileyh

Günahlara tövbe için “Sübhânallahi ve bihamdihi, estağfirullahe ve etübu ileyh” zikri anlamı, faziletleri, hakkındaki hadisler
Fazileti ve sevabı yüksek, günahlara tevbe olarak en kıymetli tesbihlerden olan bu zikir, Peygamber Efendimiz’den rivayet edilen hadis ile hiç bir günahın silemediği, kıyamet gününde Allah’a kavuştuğu anda mühürlenmiş ve Arşa asılmış şekilde karşımıza çıkacak etkili bir tesbihtir.
İbni Abbâs (Radıyallâu Anhuma)’dan rivayet edildğine göre Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
سُبْحَانَ اللَّهِ وَبِحَمْدِهِ أَسْتَغْفِرُ اللَّهَ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ
“Sübhânallahi ve bihamdihi, estağfirullahe ve etübu ileyh.”
Allah’ım Seni hamdinle tesbih ederim, mâğfiretini diler, günahlarıma tevbe ederim.
“Allah’ı tesbih ederim ve O’na hamdederim, Allahu Teala’dan mağfiret dilerim ve O’na tevbe ederim.” Sözleri var ya kim bunları söylerse, o sözler  söylediği gibi yazılır, sonra Arş’a asılır. Sahibinin yaptığı hiçbir günah onu silemez, ta ki kıyamet günü Allah’a kavuştuğunda (o sözler) söylediği gibi mühürlenmiştir.
Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edilmiştir:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem vefatından önce sık sık “Sübhânallahi ve bi-hamdihî, estağfirullâhe ve etûbü ileyh” – Ben Allah’ı ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve O’na hamdederim. Allah’tan beni bağışlamasını diler ve günahlarıma tövbe ederim” derdi. Buhârî, Ezân 123, 139; Müslim, Salât 218-220
Hadisin devamında şöyle bir ilave vardır:
(Âişe radıyallahu anh): Ben kendisinden bunun sebebini sordum. Şu açıklamayı yaptı:
“Râbbim bana bildirdi ki, ben ümmetim hakkında bir alamet göreceğim. Ben onu görünce Sübhânallâhi ve bihamdihi, estağfirullahe ve etübu ileyh zikrini artırdım. Bu gördüğüm, İzâ câe nàsrullahi ve’l-fethu.. süresidir. ”
Buhâri, Tefsir, Nasr, Ezân 123,139; Megâzi 50; Müslim, Salât 220, (484).
Arapça ve Türkçe Okunuşu
سُبْحَانَ اللَّهِ وَبِحَمْدِهِ أَسْتَغْفِرُ اللَّهَ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ
Sübhânallahi ve bihamdihi, estağfirullahe ve etübu ileyh
Türkçe Anlamı
Allah’ım Seni hamdinle tesbih ederim, mâğfiretini diler, günahlarıma tevbe ederim.
Abdullah ibni Ömer (Radıyallâhu Anhuma)’dan rivayet edildiğine göre, bir adam Rasûlüllâh (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)’e gelerek “Yâ Rasulallah! Dünya benden yüz çevirdi ve elimdeki mal azaldı” diye şikayette bulununca Rasulullah (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem) ona:
“Sen  Meleklerin duası ve mahlukatın tesbihinden neredesin? Bütün mahlukat onunla rızıklanıyorlar (Niçin bu tesbihi okumuyorsun?) buyurdu.
O zaman adam “Yâ Rasûlüllâh o tesbih nedir” dediğinde Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)
Fecrin doğuşunda (imsak vaktinden sonra) sabah namazını kılıncaya kadar yüz kere :
 سُبْحَانَ اللَّهِ وَبِحَمْدِهِ سُبْحَانَ اللَّهِ العَظِيمِ اَسْتَغْفِرُ اللّهِ
Sübhanallahi ve bihamdihi sübhanallahi’l Âzim Estağfirullah
Allah’ı tesbih ederim. O’na hamdederim. Büyük olan Allah’ı tesbih ederim. Allahu teala’dan mağfiret dilerim” deki dünya boyun eğerek alçak bir şekilde sana gelsin.
Böyle dersen Allah Azze ve Celle söylediğin her kelimeye karşılık bir melek yaratır. İşte o melek kıyamet gününe kadar Allahu Teala’yı tesbih eder de onun sevabı sana ait olur.”
(Müstağfiri, Ed-De’avat; Gazali, el-İhya – Daru’l- Feyha / Daru’l Menhel:2/125; Zebidi, el-ithaf:5/13; Ahmed ibni Hanbel, El Müsned, no:6547)
İbni Abbâs (Radıyallâu Anhuma)’dan rivayet edildğine göre Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
سُبْحَانَ اللَّهِ وَبِحَمْدِهِ أَسْتَغْفِرُ اللَّهَ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ
“Sübhânallahi ve bihamdihi, estağfirullahe ve etübu ileyh.”
“Allah’ı tesbih ederim ve O’na hamdederim, Allahu Teala’dan mağfiret dilerim ve O’na tevbe ederim.” Sözleri var ya kim bunları söylerse, o sözler  söylediği gibi yazılır, sonra Arş’a asılır. Sahibinin yaptığı hiçbir günah onu silemez, ta ki kıyamet günü Allah’a kavuştuğunda (o sözler) söylediği gibi mühürlenmiştir.
(Taberani, el-Mücemü^l-kebir, no: 12799,12/174; Heysemi, Mecme’uz-Zevaid, 10/97; Suyuti, Cami’ul-ehadis, no: 23196,21/157)
Bu hadis-i şeriften dolayı Hacı Ali Haydar Efendi (Kuddise Sirruhü) ihvanına
Güneş doğmadan önce yüz kere
Sübhanallahi ve bihamdihi sübhanallahi’l Azim Estağfirullahe ve etübu ileyh
Güneş batmadan önce ise yüz kere sadece;
Sübhanallahi ve bihamdihi 
Güneş doğmadan önce 100 kere,
“Subhanallâhi ve bihamdihi subhanallâhil aziym, estağfirullahe ve etübu ileyh.” diyoruz.

Sübhanallahi ve bihamdihi sübhanallahi'l azim

Subhanallahi ve bihamdihi subhanallahil azim. Estağfirullah ve etübu ileyh Sübhanallâhi ve bihamdihi sübhanallâhil aziym, estağfirullahe ve etübu ileyh. Hz. Aişe radıyallahu anha’dan yapılan rivayete göre Peygamebrimiz aleyhissalatü vesselam sık sık şöyle derdi: “Sübhânallahi ve bi-hamdihî, estağfirullâhe ve etûbü ileyh. Ben Allah’ı ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve O’na hamdederim. Allah’tan beni bağışlamasını diler ve günahlarıma tövbe ederim.” (Buharî, Ezan 123, 139; Müslim, Salat 218-220) Bununla beraber, görebildiğimiz kadarıyla konuyla ilgili benzer bir rivayet şöyledir: Hz. Peygamber (asm), meleklerin namazı/tesbihleri gibi tesbih etmeyi tavsiye ederken -özetle- şöyle buyurmuştur: “Kim imsak vaktinden sabah namazını kılacağı vakte kadar, ‘subhanallahi vebihamdihi subhanallahilazim (duası ile) 100 defa estağfirullah (el-azim ve etubu ileyk) duasını ukursa, dünya ona küçülerek, boyun eğerek gelir. Allah bu duaların herbir kelimesinden bir melek yaratır ve bu melek kıyamet gününe kadar tesbih eder ve bunun da sevabı bu adama yazılır.” (el-Yabadi, el-cüz, hno:16). Darekutni’de de yer alan bu hadisin zayıf olduğu bildirilmiştir. (bk. Zehebi, Mizan, 3/434) Ayrıca Cafer-i Sadık’tan mevkuf olarak, bir Şia kaynağında şöyle bir bilgi rivayet edilmiştir: “Sabah namazının sünneti ile farzı arasında kim 100 defa ‘‘subhane Rabbiye’l-Azim ve bihamdihi, Estağfirullahe Rabbi ve etubu ileh’ duasını okuyan kimse için, Allah cennette bir köşk yapar.” (Cafer b. Ahmed el-Kummi, kitabu’l-Arus) Kabîsa b. Muharik anlatıyor: Bir gün Hz. Peygamber (a.s.m)'e gittim. “Ey Kabîsa! Seni buraya getiren sebep nedir?” diye sordu. Ben de: “Yaşım ilerledi, kemiklerim inceldi, bu sebeple Allah’ın beni faydalandıracağı bir şeyi bana öğretmen için sana geldim” dedim. (Şöyle buyurdu): “Ey Kabîsa! (şu dediklerimi yaparsan), yanından geçtiğin her bir taş, ağaç ve toprak parçası mutlaka senin için Allah’tan bağışlamanı dilerler. Ey Kabîsa! Sabah namazını kıldıktan sonra, üç defa ‘Subhanellahi’l-azîm ve bi hamdihi’ duasını okuduğun zaman, körlükten, cüzamdan ve felçten muaf olacaksın. Ey Kabîsa! De ki: ‘Allah’ım! Ben senin nezdinde bulunan(lütfun)dan isterim. Üzerime ikramlarından akıt, rahmetinden üstüme yay ve üzerime bereketlerinden indir.”(Mecmaatu’l-Ahzab, 1/132). Ebû Hüreyre'den: Peygamber Sallalla­hu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "İki söz vardır ki onlar dile hafiftir­ler, terazide ağırdırlar; Rahman olan Allah'a sevimlidirler, bunlar: Sübhânellâhi ve bihamidihî, Sübhânellâhil'azîmi. ("Allah'a hamd ederek O'nu noksanlıklardan tenzih ederim, Yüce Al­lah'ı tenzih ederim"). (Buhari, Kitâbu'd-Daavât, 65) Ebü Zer'den (Radıyallahu Anh) bize rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana şöyle buyurdu: "Allah katında en sevimli olan sözü sana bildireyim mi? Allah'a en sevimli olan söz: "Sübhânellâhi ve bihamdihî"dir." Ve bir rivayette de: Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e soruldu, hangi söz daha faziletli­dir? Peygamber buyurdu: "Allah Tealâ'nın melekleri için yahud kulları için seçtiği şu sözdür: Sübhânellâhi ve bihamdihî" (Allah'a hamd ederek onu noksanlıklardan tenzih ederim). (Müslim, Mesacid, 17) Cabir'den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Kim Sübhânellâhi ve bihamdihî (Allah'a hamd eder olduğum halde O'nıı noksanlıklardan tenzih ede­rim) derse; onun için Cennette bir hurma ağacı dikilir.’’ (Sünen-i Tirmizî, Kitabu'd-Daavat, 60) Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Kim, Allah’ı hamdiyle tesbih ederim” derse denizin köpükleri kadar bile günahı olsa bağışlanır." (Buhârî, Deavat: 27; Müslim, Zikr: 17)

Subhanallâhi ve bihamdihi subhanallâhil aziym



Subhanallahi ve bihamdihi subhanallahil azim. Estağfirullah ve etübu ileyh Sübhanallâhi ve bihamdihi sübhanallâhil aziym, estağfirullahe ve etübu ileyh. Hz. Aişe radıyallahu anha’dan yapılan rivayete göre Peygamebrimiz aleyhissalatü vesselam sık sık şöyle derdi: “Sübhânallahi ve bi-hamdihî, estağfirullâhe ve etûbü ileyh. Ben Allah’ı ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve O’na hamdederim. Allah’tan beni bağışlamasını diler ve günahlarıma tövbe ederim.” (Buharî, Ezan 123, 139; Müslim, Salat 218-220) Bununla beraber, görebildiğimiz kadarıyla konuyla ilgili benzer bir rivayet şöyledir: Hz. Peygamber (asm), meleklerin namazı/tesbihleri gibi tesbih etmeyi tavsiye ederken -özetle- şöyle buyurmuştur: “Kim imsak vaktinden sabah namazını kılacağı vakte kadar, ‘subhanallahi vebihamdihi subhanallahilazim (duası ile) 100 defa estağfirullah (el-azim ve etubu ileyk) duasını ukursa, dünya ona küçülerek, boyun eğerek gelir. Allah bu duaların herbir kelimesinden bir melek yaratır ve bu melek kıyamet gününe kadar tesbih eder ve bunun da sevabı bu adama yazılır.” (el-Yabadi, el-cüz, hno:16). Darekutni’de de yer alan bu hadisin zayıf olduğu bildirilmiştir. (bk. Zehebi, Mizan, 3/434) Ayrıca Cafer-i Sadık’tan mevkuf olarak, bir Şia kaynağında şöyle bir bilgi rivayet edilmiştir: “Sabah namazının sünneti ile farzı arasında kim 100 defa ‘‘subhane Rabbiye’l-Azim ve bihamdihi, Estağfirullahe Rabbi ve etubu ileh’ duasını okuyan kimse için, Allah cennette bir köşk yapar.” (Cafer b. Ahmed el-Kummi, kitabu’l-Arus) Kabîsa b. Muharik anlatıyor: Bir gün Hz. Peygamber (a.s.m)'e gittim. “Ey Kabîsa! Seni buraya getiren sebep nedir?” diye sordu. Ben de: “Yaşım ilerledi, kemiklerim inceldi, bu sebeple Allah’ın beni faydalandıracağı bir şeyi bana öğretmen için sana geldim” dedim. (Şöyle buyurdu): “Ey Kabîsa! (şu dediklerimi yaparsan), yanından geçtiğin her bir taş, ağaç ve toprak parçası mutlaka senin için Allah’tan bağışlamanı dilerler. Ey Kabîsa! Sabah namazını kıldıktan sonra, üç defa ‘Subhanellahi’l-azîm ve bi hamdihi’ duasını okuduğun zaman, körlükten, cüzamdan ve felçten muaf olacaksın. Ey Kabîsa! De ki: ‘Allah’ım! Ben senin nezdinde bulunan(lütfun)dan isterim. Üzerime ikramlarından akıt, rahmetinden üstüme yay ve üzerime bereketlerinden indir.”(Mecmaatu’l-Ahzab, 1/132). Ebû Hüreyre'den: Peygamber Sallalla­hu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "İki söz vardır ki onlar dile hafiftir­ler, terazide ağırdırlar; Rahman olan Allah'a sevimlidirler, bunlar: Sübhânellâhi ve bihamidihî, Sübhânellâhil'azîmi. ("Allah'a hamd ederek O'nu noksanlıklardan tenzih ederim, Yüce Al­lah'ı tenzih ederim"). (Buhari, Kitâbu'd-Daavât, 65) Ebü Zer'den (Radıyallahu Anh) bize rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana şöyle buyurdu: "Allah katında en sevimli olan sözü sana bildireyim mi? Allah'a en sevimli olan söz: "Sübhânellâhi ve bihamdihî"dir." Ve bir rivayette de: Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e soruldu, hangi söz daha faziletli­dir? Peygamber buyurdu: "Allah Tealâ'nın melekleri için yahud kulları için seçtiği şu sözdür: Sübhânellâhi ve bihamdihî" (Allah'a hamd ederek onu noksanlıklardan tenzih ederim). (Müslim, Mesacid, 17) Cabir'den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Kim Sübhânellâhi ve bihamdihî (Allah'a hamd eder olduğum halde O'nıı noksanlıklardan tenzih ede­rim) derse; onun için Cennette bir hurma ağacı dikilir.’’ (Sünen-i Tirmizî, Kitabu'd-Daavat, 60) Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Kim, Allah’ı hamdiyle tesbih ederim” derse denizin köpükleri kadar bile günahı olsa bağışlanır." (Buhârî, Deavat: 27; Müslim, Zikr: 17)

Subbanallahi ve bihamdihi Subhanallahil azim, estağfirullahe ve etübu ileyh

Subbanallahi ve bihamdihi Subhanallahil azim, estağfirullahe ve etübu ileyh
Manası:Her türlü noksanlıktan münezzeh olan ve kemal sahibi olan Allaha hamd ederim.

Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem vefatından önce sık sık “Sübhânallahi ve bi-hamdihî, estağfirullâhe ve etûbü ileyh: Ben Allah’ı ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve O’na hamdederim. Allah’tan beni bağışlamasını diler ve günahlarıma tövbe ederim” derdi.Buhârî, Ezân 123, 139; Müslim, Salât 218-220
Sübhânallahi ve bi-hamdihî zikrinin önemini Resûl-i Ekrem Efendimiz muhtelif ifadelerle dile getirmiştir. 1415 numaralı hadiste geçtiği üzere, bu zikrin “Allah’ın en çok hoşlandığı söz” olduğunu söylemiştir.1413 numaralı hadiste gördüğümüz üzere“Bir kimse günde yüz defa sübhânallahi ve bi-hamdihî derse, onun günahları deniz köpüğü kadar bile olsa hepsi bağışlanır”buyurmuştur. Yine 1442 numaralı hadiste okuduğumuz üzere sübhânallahi ve bi-hamdihî diyen kimseye “cennette bir hurma ağacı dikileceğini” müjdelemiştir. Tövbe ve istiğfâr etmenin faziletini ve değerini ise üzerinde durduğumuz bu konudaki hadislerden anlamaktayız.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Rabbine kavuşacağını bildiği günlerde bu zikri dilinden düşürmemesi, onun önemini göstermeye yeterlidir.
115 numaralı hadiste hem bu rivayet hem de onun benzeri birkaç rivayet bir arada bulunmaktadır. Onlardan öğrendiğimize göre Nebiyy-i Muhterem Efendimiz, hem tesbihi hem hamdi hem de tövbe ve istiğfârı ihtiva eden bu zikri, Mekke’nin fethinden sonra kıldığı namazlarda, özellikle bu namazların rükû ve secdesinde çokça okumaya başlamıştı. Hz. Âişe bunun sebebini sordu. Peygamber aleyhisselâm da “Rabbim bana ümmetimde bir alâmet göreceğimi, onu gördüğüm zaman bu zikri çokça söylememi emretmişti. Ben de alâmeti gördüm”buyurdu (Müslim, Salât 220). Demek oluyor ki, Resûl-i Ekrem Efendimiz Mekke’nin müslümanların eline geçmesinden, müslümanların düşmanları karşısında büyük bir zafer kazanmasından ötürü Allah’a şükrünü, hamdini ifade ediyordu. Bunu ona, “İzâ câe nasrullâhi ve’l-feth” diye başlayan 110. Nasr sûresini göndermekle Cenâb-ı Hak emretmiş ve “Allah'ın yardımı ve zaferi gelip de insanların bölük bölük Allah'ın dinine girmekte olduklarını gördüğün vakit, Rabbine hamdederek O'nu tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. Çünkü O, tövbeleri çok kabul edendir” buyurmuştu.
("Sübhanallah" diyen Uhuddan daha büyük sevaba kavuşur. "La ilahe illallah" ve "Allahü ekber" demek de böyledir.) [Beyheki]
Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Kim bayram günü 300 defa :"Sübhanallahi ve bi hamdihi" der ve bunu Müslümanların ölülerine hediye ederse;her mü'minin kabrine 1.000 nur girer ve o kişi vefat ettiği zaman Allahü teala kendisinin kabri için de 1.000 nur verir."
(Taberani,Meu'cemü'l-Evsat,1/357)
(Allah indinde en kıymetli söz, "Sübhanallahi ve bihamdihi"dir.) [Müslim]
("Sübhanallah" diyen Uhuddan daha büyük sevaba kavuşur. "La ilahe illallah" ve "Allahü ekber" demek de böyledir.) [Beyheki]
(Gece ibadeti zor gelen, hayra mal sarf edemeyen veya düşmanla savaşmaya korkan, çok Sübhanallahi ve bihamdihi desin. Bu, Allah yolunda harcayacağı bir altın dağdan daha kıymetlidir) [Taberani]
(Dilde hafif, terazide ağır ve bağışlayıcı olan Allah indinde en kıymetli iki cümle: "Sübhanallahi ve bihamdihi, Sübhanallahilazim") [Müslim]
(Şu beş şeyi dilinizden düşürmeyin: Sübhanallah, Elhamdülillah, La ilahe illallah ve La havle vela kuvvete illa billah.) [Taberani]